İnternetOyun

CALL of DUTY 4

Evet arkadaşlar bugun sizler ile CALL of DUTY 4 oyununu inceleyeceğiz..
Öncelikle oyunun hikayesini anlatmak istiyorum.
Oyun alternatif gerçeklik barındıran bir hikayeye sahip. Grand Collier bu durum için: “Bizim en baştan beri yapmak istediğimiz oyun tipi buydu.” diyor ve devam ediyor, “Bu isteğimizi şimdi gerçekleştirebiliyoruz, çünkü artık bu imkana ve teknolojiye sahibiz. İlk zamanlarda sınırlarımızı belirleyememiştik ve bu artık bir WW2 oyunu değil. Artık kendi senaryomuzu hazırlayabiliriz ve bunu istiyorduk. WW2’yi sevmiyor değiliz, ama artık farklı bir oyun gerekliydi.” gibi açıklamalarda bulunmuştu. Şimdi ise; Modern Çağdayız. Zakhaev adında bir Rus milliyetçi, yanına bazı güçlü iş adamlarını ve büyük bir desteği alarak eski Sovyetler Birliği’ni oluşturmak için bir iç savaş başlatır. Buna karşı dışarıdan gelebilecek her türlü müdahaleye karşı Ortadoğu’daki yandaşı olan AL-ASAD örgütüne silah ve mühimmat sağlayarak bir karışıklığında orada çıkartılmasını ister. Böylece dış güçler (Amerika) zaten karışık olan bölgeyle uğraşırken Zakhaev’de kendi planlarını daha sağlam temellere oturtabilecekti, ama Zakhaev’i zaten uzun süredir dış çevrelerden takip edenler de vardı ve artık müdahale zamanı gelmişti…
Oyuna Başladıktan sonra;
Güzel bir açılış videosundan sonra klasik ufak bir eğitim turundan geçiyoruz. Bu daha önce oynadığınız eğitim turlarından biri değil. Daha önce bir filmde izlediğimiz askeri eğitim sahnelerini artık oynayabiliyoruz. İlk silahımızı elimize aldıktan sonra kısa süreli bir yürüyüşten sonra Kaptan Price bizi karşılıyor. Böylece hız ve dikkat gerektiren oldukça eğlenceli bir eğitim turu başlıyor. Amaç, bize verilen zamanda tüm görevleri eksiksiz yerine getirmek. Çünkü Kaptan, önümüzdeki görevin hızlılık ve dikkate dayalı olduğunu söylüyor. Yani başarılı olamazsanız, olana kadar aynı turları tekrar etmek zorundasınız. Eğitim sonrası zorluk seviyesini seçip nihayet asıl görevlere başlamaya hak kazanıyoruz. İngiliz ve Amerikan ordularına mensup askerleri kontrol edebildiğimiz yapımda, çok uluslu oynanış ön planda gözüküyor. (Diğer COD oyunlarında olduğu gibi) Gece vakti yaptığımız helikopter uçuşu sonrası gizli bir baskınla oyuna ilk önemli adımı atıyoruz. Birbirinden kaliteli 21 farklı bölümün bulunduğu Singleplayer senaryosunda ne denli bir oynanış içerisinde olduğunuzu anlamanız fazla uzun sürmeyecektir. Yapımcıların daha önce de belirttiği gibi tek kişilik senaryo modu bir dizi izler gibi gelişiyor. (24) Oynamakta olduğumuz bazı bölümler hemen sonlanmıyor, başka bir bölüme devam ediyorsunuz, ama yarım kalan bir önceki görevi daha sonra kaldığınız yerden tamamlamak imkanınız var. Dizi fikri gerçekten oyuna farklılık katmış. Ana hedefimiz olan iki kişi, bizim için önemli olan yine iki kişi var. Al-Asad ve örgütü bizim ilk önemli sorunumuz. İkinci aşamada ise sıra Zakhaev’e geliyor. Çoğu görevde Kaptan Price’nin takımına mensup bir askeri canlandırıyoruz. Yapacağımız görevler; temizlik yapmak, bir yerleri yok etmek, belgeleri ele geçirmek, rehine kurtarmak gibi kısaca özetlenebilir, ama oynanış bu özet kısmını tamamen açıyor. Kimi zaman helikopterle dahil oluyoruz operasyonlara, kimi zaman bir tank arkasına sığınarak devam ediyoruz. Kelimelerle kolay kolay anlatılamayacak bir atmosfer hakim Call of Duty 4’te. Siz ateş ettikçe etraftan askerler yağıyor. Yardım çığlıkları, patlayan bomba sesleriyle yoğruluyor. Elinde dolu bir silah ile önüne geleni indiren bir askerin önünde ölmemek için kıvranan, çabalayan ve hatta kaçmak için son hamlelerini yapan bir düşman, çaresizliğin acı tablosunu sergiliyor gözlerimizin önünde. Görevler bazen gizlilik gerektirdiği gibi, bazen de geldiğinizi en yüksek seslerle ilan etmek gerekiyor. Oyunda ilk olarak AL-ASAD örgütüyle ve onun başını yakalamak için uğraşıyoruz. Bölüm aralarındaki sinematik videolar bir yana oynanış içerisinde bazen vuku bulan farklı mücadele örnekleri gözlere şenlik ve eğlenceyi arttırıyor. Azerbaycan, Rusya, Ukrayna, Ortadoğu gibi bölgelerde savaştığımız senaryo boyunca zamanın nasıl geçtiğini anlamak mümkün değil. Tüm bölümler bir yana, oyunun E3 fuarında yayımlanan ilk oynanış videosu olan Çernobil bölümü (2 kısımdan oluşuyor) oyuna tamamen farkı bir yön vermiş. Neredeyse tek başlık altında bir ana oyun bir de ekstra oyun varmış gibi. Bu bölüm gerçekten çok kaliteli, heyecanlı ve inanılmaz hazırlanmış. Yani bir zeka dehası. Bölümde kamufle olmuş iki asker’den birini yönetiyoruz. Bu kez emrinde olduğumuz kişi Kaptan MacMillan. Bu bölüm de diğer bölümlerde olduğu gibi yeri ve zamanına göre artan temposu, bu tempoya ayak uyduran müzikleri ile bence “Yılın en iyi bölüm” ödülüne layık görülebilir. Her bölümünde farklı yollardan ilerlemek mümkün. Ön sokaktan gidecekken, yan sokak kullanılabilir veya açık bir kapıdan eve girilerek yola devam edilebilir. Tamamen özgür bir çevre olmasa da yeterince özgür bir ortam hazırlanmış oyunda. Ayrıca bir kaç bölümde gizlilik ön planda olduğu için isterseniz gizlenerek hiç bir olaya karışmadan görevi tamamlayabilir yada çatışmaya girerek zor olanı da yapabilirsiniz. Bunlar size bağlı. Sadece bir bölüme özel olarak kullanabildiğimiz AC-130, gökyüzünden savaşa dahil olmamıza yardımcı oluyor. Bu gelişmiş silahı kullanırken bir kaç seçeneğimiz de bulunuyor. Üç farklı kamera açısı ve üç farklı silah çeşidi bulunuyor. Bunlar; Makinalı tüfek, bomba atar ve seri bomba atar olarak tanımlanabilir. Bunların haricinde bir helikopterle de koruma veya yok etme ateşi görevini üstleniyoruz. Adamlarımız yanımızda ve bu sefer diğerleri gibi değiller. Bunu ilk bölüm itibariyle fark edeceksiniz. Hatta belki şaşırabilirsiniz de. Öncelikle adamlarımız sürekli iletişim halindeler. Birbirlerini sürekli kontrol ediyorlar ve durum hakkında bilgi istiyorlar. Örneğin: Sol köşe temiz, yol temiz gibi. Diğer bir güzellikleri ise; tüm karakterler de olduğu gibi hareket kabiliyetleri. Kilitli bir kapıya gelirken öncelikle bir yada iki kişi kapının solunda pozisyon alıyor, üçüncü kişi kapıyı fünye ile patlatıyor ve tam kapının karşısındaki içeri giren ilk kişi oluyor. Organize bir hareket söz konusu. Ayrıca bu durum her zaman böyle değil, farklılıklar da gösterebiliyor ve bazen araya silah faktörü de girebiliyor. Bunlara karşın düşman yapay zekası da oldukça iyi sayılır. Sürekli siper alıyorlar ve toplu halde saldırmaya özen gösteriyorlar genellikle. Hiçbir zaman önünüzdekinin öldüğünden emin olmadan arkanızı dönmeyin. Yoksa bir bakmışsınız siz de ölmüşsünüz. Bunun sebebi “Last Stand” modu. Ölmeden önce son hamlelerini yapmaya çok meraklı olan düşmanlarımız, ne olur ne olmaz demiyor ve yine de sizi öldürmek için çabalıyorlar. Çoğu zaman siperden çıkmıyor, bunun yerine sadece kollarını ve ateş eden silahlarını çıkartarak kendilerini güvence altına almaya çalıştıkları zamanlar da oluyor. Bölüm aralarında yükleme ekranları sırf bir resimden ibaret değil. Hangi bölümü oynayacaksanız bölüm yüklenirken, bölüm hakkında video olarak bilgiler veriliyor, ne yapmamız gerektiği ve önemli bir kişi varsa onun resmi gösteriliyor. Oyun sayesinde bir Amerikan tankının kaç kilo olduğunu, kaç mermi kapasitesi olduğunu bu ekranlarda öğrenebilirsiniz. Örneğin: Bir AC-130 topçusu yüzlerce milyon dolar ediyor. Sürekli bölüm sonlarında veya ölüm sırasında ekrana gelen ünlü kişilerin sözleri yeni oyunumuzda da var. Bir kişi dikkatimi çekti ki bu da; Yasser Arafat… Son bir not olarak bazı mekanlarda bulunan laptoplardan örgüt ile ilgili belgeler ele geçirebiliyorsunuz. Oyun baştan sona doğru sürekli muhteşem bir heyecan ile sürüyor ve nihayetinde muhteşem finaliyle son buluyor. (Biraz kısa olsa da) Bunu yaptıktan sonra oyunun tüm hileleri aktif oluyor ve “Arcade modu” açılıyor. Hileler pek çok oyuncu için önem arz etmese de Arcade mod oldukça hoş bir seçenek yapımda. Sizlere bir kaç oyun modunu anlatıyorum arkadaşlar gerçekten çok güzel modlar denemelisiniz.Arcade mode: Klasik bildiğimiz atari salonlarından aşina olduğumuz sağlık ve puan sistemini oyuna taşıyor. Her vurduğumuz adama ve her yok ettiğimiz araca göre puanlar topluyoruz. 
Bu puanlar düşmanı vurduğumuz bölgelere göre değişiklik gösteriyor. Örneğin: kafasından bir kere de vurursak, normal bir öldürüş şekline göre daha fazla puan alıyoruz. Toplu ölüm gerçekleştirebildiğimiz anlarda bonus puanlar kazanıyoruz ki; bu puanlar tüm ekranı bir havai fişek gibi sarıyor. Belirli bir seviye puan edindikten sonra ekstra hak elde edebiliyoruz. Bu haklar sağ üst köşede asker logosu ile gösteriliyor ve her öldüğümüzde birini kaybediyoruz. Tüm haklarımızı tükettiğimizde bölümü tamamlayamadan oyun bitiyor ve rekorlar listesi geliyor ekranımıza. Eğer başarılı olursak tebrikleri kabul ediyoruz… Hem eskileri yad etme, hem de farklı bir hava açısından oldukça eğlenceli bir mod olmuş.Benzersiz Multiplayer faktörü;Call of Duty’nin, Singleplayer senaryosundan sonra sıra geliyor en önemli özelliğine. Yani Multiplayer oynanışa. Call of Duty, online arenada büyük bir marka haline gelmiş durumda ve en çok oynanan FPS’lerin başında geliyor. Söz gelimi ilk ve ikinci oyunlar hala büyük bir taleple oynanırken şimdi de listeye 4. oyunu ekleyin. Bu alanda oyun kimi çevrelere göre Halo 3’e rakip olarak ta gösteriliyor. Bana kalırsa aksiyon ve heyecan duygusunu bu denli sıcak yaşatabilen başka bir yapım yok. 

Comment here